Gökcisimleri Üzerine

7 Mart 2021’e kadar

Gökcisimleri Üzerine

Takvime Ekle

Nilbar Güreş
Açık Telefon Kulübesi (detay)
2011
Kumaş üzerine karışık teknik
2 parça; her biri 79 × 78 cm (çerçeveli)
Arter Koleksiyonu
Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

SANATÇILAR:


Thomas Bayrle
Elina Brotherus
Annabel Daou
A K Dolven
Aleksandar Dimitrijević
Terry Fox
Naomi Wanjiku Gakunga

Ludwig Gosewitz
Shilpa Gupta
Nilbar Güreş
Altan Gürman
Asta Gröting
Gülsün Karamustafa
Suchan Kinoshita

Milan Knížák
Igor Kopystiansky
Alicja Kwade
Nicholas Mangan
Vlado Martek
Aydan Murtezaoğlu
Alice Nikitinová

Füsun Onur
Fernando Ortega
Serkan Özkaya
Ebru Özseçen
Karin Sander
Monika Sosnowska
Mariana Vassileva


Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan Gökcisimleri Üzerine sergisi, yaşamsal bir biraradalık düzleminin bugün yeniden düşünülebilir ve inşa edilebilir olmasına dair sorularla ilgileniyor. Yirmi sekiz sanatçının yapıtlarını kapsayan sergi, var olanların biraraya gelme ve dağılma biçimlerini, ilişki kurma tarzlarını, birbirlerine mesafe alma ve yakınlaşma yollarını birlikte düşünmeye davet ediyor.

 

Serginin başlığı, maddesel bir ortaklık kavrayışının imkânlarına ve olası kısıtlarına dikkat çekmeyi amaçlıyor. Gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan’ın 1980’lerin başında ifade ettiği “Hepimiz yıldız tozuyuz,” sözünde vurgulanan bu ortaklık düşüncesi serginin temel sorularından biri: Bir sanat yapıtının, bir kalem, bir insan, bir virüs, bir robot, bir kedi, bir ağaç, bir dere, bir dağ, yerküre ve Venüs kadar gökcismi olduğunu düşünmenin anlamları neler olabilir? İkili ayrımlar üzerine kurulu insanmerkezci tahakküm biçimlerinin zeminini sarsmakla ilgilenen bu soru, aynı zamanda, insanı insan olmayanlar karşısında üstün ve ayrıcalıklı kılan ayrımlar da dahil olmak üzere, pek çok ayrımın geçerliliğini yeniden irdeliyor.

Gökcisimleri Üzerine biraraya gelmenin karmaşık ve çoğul biçimlerine dair öneri ve eleştirileriyle sergilerin ve sanat yapıtlarının, bir yaşam siyasetinin düşünülmesinde etkin olabilme biçimlerine dikkat çekiyor. Günümüzde sanatı, birarada yaşayabilmeyi mümkün kılan adalet kavrayışı bağlamında, var oluşun mutlak ilişkiselliğini kollamaya yönelen, yaşamı olumlayan ve savunan bir eylem olarak kavramanın olanakları nelerdir?